1/5/10

Ankara ve İlçeleri.


Ankara denince akla hep siyaset, bürokrasi, grilik, estetikten uzak binalar, İ. Melih Gökçek (içleri ısıtan gülümsemesi hariç) vb. itici kavramlar gelir. Özellikle İzmirliler ve İstanbullular tarafından köy muamelesi gören bu güzide şehir, bütün ülke insanı tarafından "Köyden başkent yaparsan anca bu kadar olur" gibi aslı astarı olmayan iddialarla aşağılanmaya çalışılır. Ama araştırmacı ruhumuzun verdiği gazla online kaynakları kullanarak yaptığımız küçük bi araştırma sonucunda Ankara'nın ve ilçelerinin ülkemizin kültürel mirasına sadece müzik alanında bile ne kadar büyük bir katkı yaptığını gördük:

Peçenekli Süleyman.
Bozkırlı Coşkun.
Başkentli Resul, Gökhan, Yasin.
Avşarlı Ersoy.
Sincanlı Mustafa, Fehmi, Erkal.
Beypazarlı İlyas, Orkun, Oğuzhan, Gökhan, Ahmet, Halit.
Ankaralı Namık, Turgut, Yasemin, Coşkun, Doğan, Ayşe.
Ayaşlı Serhat, Emre.
Kayaşlı Murat, Barış.
Yenikentli Nadir.
Balalı Ferhat, Şahin Kardeşler, Memet.
Akyurtlu Hüseyin, Mehmet.
Çamlıdereli Fevzi.
Çubuklu Cem, Yaşar, Ali Dayı.
Elmadağlı Adnan, Çağrı, Emrah.
Haymanalı İdo, Celal, Zeliha, Dedo, Mehmet Doğan.
Gölbaşılı Erdoğan, Ufuk, Niyazi, Berkay.
Kazanlı Mustafa, Mehmet, Mesut, Volkan.
Mamaklı Yasin, Ferdi, Onur.
Kızılcahamamlı (Şentepeli) Ahmet.
Keçiörenli Deniz, Ferdi, İsmail, Hüseyin.

Gerek kendini bütün şehre mal etmiş gerek ilçesinin kültür bayrağını göndere çekmiş bir çok sanatçı bizlere ve gelecek nesillere unutulmaz eserler bırakmaya kararlı görünüyor. Özellikle sadece evleri ve gümüş işleriyle ün salan Beypazarı'nın arka planda unutulan müzik kültürü göze çarpıyor.

Burada bir örnek olması ve insanı titreterek kendine getirmesi amaçlı bir de örnek verelim ve vatandaşlık görevimizi yapmış olmanın verdiği huzurla konuyu kapatalım. Ferdi Tayfur'un "Emmoğlu"sunu caz yapan Fatih Erkoç'un "Pıtı Pıtı Atıyor Kalbim" çalışmasına Başkentli Resul'den kendine has bir yorum:



NOt: Unuttuğumuz bütün ustalara da burdan saygılarımızı sunuyoruz.

1/2/10

2010 Sugar Bowl

İsminden “şekerine ya da sakızına maç” gibi anlaşılsa da BCSin şampiyonluk maçı dışındaki en prestijli 4 maçından birisi olarak idrak edebildiğim maç az önce sonuçlandı. Maçta karşı karşıya gelen takımlar olan Florida ve Cincinnati olmasına rağmen, maçtan sonra öne çıkan insanlık sınırlarını zorlayarak oratlığı darma duman eden, üniversite futbolunun neredeyse bütün rekorlarını altüst eden Tim Tebow ve Florida ofansif takımı oldu. Şimdiye kadar zilyon tane rekoru zaten kırmış olan Tebow 2-3 tane rekor daha kırmış, fln fln.

En son Alabamadan fena tokat yiyen takımı görünce, çekişmeli maç olur diye evde televizyon karşısına toplanacaktık ki, ilk yarıda hayvanlar 37-3 yaptılar. Sağolsunlar ikinci yarıda azcık yaydılar da maçın sonucunun belirlenmesiyle herkesin ayrılmasından sonra açtığım Age of Empires 2 görevlerinden arada bir kafamı kaldırmaya değer birşey çıktı ortaya. Ulan madem böyle oynayabiliyorsunuz, geçen maçta neredeydiniz, şampiyonluk görürdük dünya gözüyle. Misafirlere de rezil olduk maç rezil olunca ne yapsak ki şimdi…

gatorade

Maçın sonucu kesinleştiğinde hemen üstteki resimde gördüğümüz, önemli maçların sonunda yapılan bir college football geleneğine tanık olduk. Futbolcular sevinçten Gatorade termosunu kaptıkları gibi koçun başından aşağı döküyorlar. Buna da Gatorade Shower deniyor, ama bu soğuklarda adamın şaftını kaydırmaktan başka ne halta yarar bilemiyorum.