12/30/09

Akıllara zarar reklamlar bitmiyor…

Elimde daha malzeme olduğu devam ediyorum. Sarah Palinn’in memleketi Alaskadan bir reklamla yine karşınızdayım.

Bu bölgesel reklam, sadece Alaskada yayınlanıyor. Ama amcam alaskanın soğuğundan etkilenmemişçesine heryeri oynuyor maşallah.

12/29/09

Akıllara zarar senatör adayı

Akıllara zarar reklamlar serimize Jay Leno destekli devam ediyoruz. Bu sıradaki reklam bir senatör adayı tarafından hazırlanmış.

Şaka diiil muhittin!!! Hepsi gerçek…

12/28/09

Allah belanı versin Ubuntu

pexp Bunlar mecburiyetten linux kullanmak zorunda kalan bir insanın yakarışlarıdır. İş güç diyerekten, her yan linux dolu olunca el altında bir tane olsun diyerekten cillop gibi vistayla çatır çutur çalışan, sorundan iz bulunmayan bilgisayara ubuntu kurup onu binbir güç bela çalıştıran bir insanın ( ki kurulum hikayesi daha ayrı, kanser edici, lanet okutucu binbir pislik içinden binbir zorlukların hikayesidir, istek üzerinde hikaye daha sonra anlatılabilir) update ile gelen bilgisayar hezeyanlarıdır. Az yukarıda da görebileceğiniz gibi, sövecem, tutamazsınız beni. Belki de sövmem, ne biliyim…

ubuntu-update-manager-198-updatesHerşey bu meymenetsiz pencere ile başladı. Daha geleli 1 ay olmuş, intel core i7 işlemcisine kadar son model binbir zamazingo ile donatılmış ofis bilgisayarıma 2 günde  zar zor kurduğum ubuntu her gün olduğu gibi yine birsürü update ile önüme çıktı. 2 tık değilmi kur anasını satıyım dedim. 2 tıkladım. Kurmaya başladı. Sonra sağda solda trafikteki “Girilmez” işaretinden oturtmaya başladı bu kurulum sırasında. Len noluyoz demeye kalmadı, önüme başka bir pencere çıkarttı, broken package fln. Eee napıyım dedim, şuraya git, fix broken packages yaz, ben hallederim merak etme sen yazıyor. İyi bakalım dedim, ,yaptım dediğini.

Sonra farkettim ki dediği şey bu paketleri başka bir yerden yüklemekmiş, peki yüklerken ne oldu? Aynı pencere tekrar çıktı. teknolojinin son harikası ubuntu, bu yaptığımın aynısını yaparaktan sorunu çözeceğimi iddia ediyor. Sonsuz döngüye girdi dangalak kendi kendisine. Hasbinallah deyip, elle girişelim diyoruz, ne lan bunun derdi diyoruz. Sonradan anlıyorum ki, problem ubuntuyla beraber gelmeyen ekran kartı driverı. Ben buldum nvidiadan kurdum, şimdi ubuntu bende de var bu driver kurayım mı diyor. Kurabilsen dükkan senin de, kuramıyosun ki lan hayvan! Hayır verdiğin hata da adam gibi birşey olsa, şu dosyayı ben buraya koyacam, ama zaten var, tırstım ben kurmuyorum.

Sorunu nasıl çözmeyi başarabildik peki. Tamamen bilgisayarcı mantığı! En azından bu bazen işe yarıyor linuxda. ne var ne yok ekran kartıyla ilgili, hepsini bul 15 dakikada kaldır bilgisayardan, sorna bilgisayarı yeniden başlat. Sonra tekrar başlatınca gel gör ki o dosya ekran kartı yardımcı programlarından, (ubuntunun kendi sağladığı, lan madem kendin sağlıyon hesabını kitabını tut, gerekiyorsa kendin kaldır banane!) onu da kaldır tekrar yeniden başlat. Sonra, en son versiyon şeyleri tekrar kur, tekrar yeniden başlat. Tabi, ekran kartını oluşturunda da Ubuntunun şifreyi girdiğin penceresi ekrana sığmıyor, o halde başarmak gerekiyor ara adımları.

Hayır sonra farkettim, nvidia kendi veriyormuş linux driverlarını, nvidia vermiyor olsa toptan sıçtık yani…

Değerin bilinmiyor windows update, bunu bilir bunu söylerim…

12/26/09

Lebron vs. Kobe

Noel günü özel maçlarından birisinde bu akşam Cleveland Cavaliers ve Los Angeles Lakers karşı karşıya geldi. Sonuç lakersın fena halde tokatlanmasıydı. Kobe Bryant 35 sayı, 9 rebound ve 8 assist yapsa da, 2 katını kaçırdı. Cavaliersa bakınca Lebronun hayvanlık edip mi kazandırdığını düşünmüyor değil insan. Ama Lakersın bu akşam başarıyla yaptığı tek şey Lebronu insanlık sınırkarı dahilinde tutmaktı. Ama adamlar her potaya gittiklerinde attıkkları için 102-87 gibi bir skor ortaya çıktı.

prmak

Ama bu maçın asıl dikkat çekici yanı Lakers 20 sayı geriye düşünce çamurlaşmasıydı. Hemen yukarıdaki resimde Sol üst köşede gördüğümüz köpük parmak benzeri taraftar zamazingoları 4. çeyrekte Staples Centerda sahaya uçmaya başladı. Yukarıdaki resimde de görüldüğü üzere Lebron bu fırsattan istifade ederek Mo Williams’a, “Hşş, koçum, takımın yıldızı benim, seneye transfer olacam zaten, al şu adamları başımdan da biraz oynayam hep sen atıyon bu ne lan!” diyor.

Kısaca demek istediğim, Kobe attıklarının yarısını kaçırarak yine 35 sayı attı hayvan, az kalsın triple double yapıyordu takımının 15 sayı fark yediği maçta. Kim ne derse desin, maç bitmeye 5 daika kalmış ve Lakers 20 sayı gerideyken Lebronu kilitleyip, bir top çalıp, “Ne olursa olsun oynarım arkadaş ben” diyerekten bişeyler kanıtlamıştır kesin. Sonra Mo Williams 28 sayı, Lebron James de 26 sayıyla oynadı. Yaşlı başlı Shaq ise konuk takım Clevelandin pota altında durdurulamaz silahıydı, Kobe sayesinde 5 faule ulaşıncaya ya da yoruluncaya kadar, anlamadım o kısmını.

Bu yıl Noeli Fenerbahçe-Galatasaray maçı havasında, sahaya bol fırlatmalı, çamur ev sahibi takım taraftarlı bir Lakers-Cavaliers maçı izleyerek geçirdim bakalım. Böyle bir eğlenceliği seneye de bekliyoruz.

12/18/09

Sonra gel christmasda gümbürtü çıkartma

Kurban bayramında kim böyle bişey çıkarttı televizyonda da biz göstermedik, sorarım sana boş adam?

Akıllara zarar reklamlar

Boş zamanlarım bunları izlemekle geçiyor işte, aklını alıyorlar şerefsizim insanın.

12/16/09

rakundur rakun...

Ehehe, burada da herşey bir ayrı. Bu sabah, günlerdir olduğu gibi yine evimin tepesinden gelen kazıma sesiyle uyandım. Ev zaten üst kat, ne kazıması ulan bu diyerekten apartmanın ofisinin yolunu tuttum. Kedidir kedi gibi bir cevap bekliyordum onlardan, beklediğimi de buldum aslında. Hee, rakundur o rakun dedi ofisteki bayan, yarın kontrol ettiririm ben onu dedi. Rakun ne lan, ne geziyor benim çatımda :)

Late late show

1000. showunu yapmış adam. diğer reklamlara geçmeden önce araa bunu sıkıştırıyım da çok korkutmasın kimseyi dedim. Program boyunca kendisi görünmedi. Timsahlı kuklaya sundurdu programı. Komple şov aşağıda, alın 1 saat öldürün boşsanız.







Barça THY ile Uçtu. Uçuyor.

Mişli muşlu bir rivayetten resmi hale gelen Barça THY ilişkisi Barcelona'nın resmi sitesindeki ve haber organlarındaki fotoğraflarla belgelenmiş olup aşağıda görülen resim ile de perçinlenmiştir. Hayırlı uğurlu olsun.


Bu arada takımın THY ile olan ilk seferinin İspanyol şirketlerinin ayak oyunları nedeniyle, Laporta ve FC Barcelona'nın bütün çabalarına rağmen, direk Dubai'ye değil de İstanbul aktarmalı gerçekleştirildiğini bir dipnot olarak düşelim.

12/15/09

şaka gibi

Hep merak ederdim, bu tür reklamları sadece olacak o kadarda mı görürüz diye. gerçekmiş, bütün reklamlar böyle olmasa da, ahanda buyrun. Daha yerel kanal reklamlarını kaydetmeye başlamadım, o zaman görün siz beni...

12/14/09

12 days of christmas

Evet... sonunda geldi. Kuzey Amerika için iftar vakti dercesine, amerika birleşik devletleri insanları tarafından, anladığım kadarıyla ticari amaçlarla christmasdan öncesine taşınmış lan 12 days of christmasın ilk günüymüş bugün. Hepimize mübarek olsun. Bayrammı tatilmi ne bu şimdi derseniz, bilmiyorum, tatil değil, bayram değil, 2 gün sonrasına final var, pek anlamadım yani. Ama her yanda kilise çanları "christmas carol" denilen hoş parçalardan çalmaya başaldılar. Her yerde bir bayram havası. Ama burada televizyonda görülen karlı noel akşamalrı yok, şu anda 20 derece buralar, dün tampa ve civarları 30 dereceyi bulmuş.
Uzun lafın kısası, herkese mutlu noeller! (garip duruyo lan böyle deyince, neden anlamadım)


12/7/09

Barça THY ile Uçacak(mış).


Benim de başta inanamadığım bir haber. Her ne kadar her yerde aynı şeyler tekrarlanmış olsa da ben bir özet geçeyim sizin için:
Öncelikle, evet bildiğimiz FC Barcelona. THY de bildiğimiz Türk Hava Yolları. 3 yıllık sponsorluk için anlaşmaya varmak üzerelermiş. Barça, Şampiyonlar Ligi deplasmanlarına ve yurtdışı diğer hazırlık maçı vb. maçlara THY ile uçacakmış. Kendilerine adı Barcelona olan ve üzerinde klüp logosu bulunan bir uçak tahsis edilmesini istemişler. Hatta 13 Aralık'ta Dubai'ye THY ile uçacaklarmış. Sponsor derken de küçük bir sponsorluk deil. Audi, Nike ve biri bankacı diğeri biracı olan iki Katalan sponsorun ardından 5. sponsor olacakmış. Yani altta görülen resmi site girişindeki markaların arasında yukarıdakı logoyu da görebileceğiz.


Ne diyelim hayırlı olsun. Her ne kadar yönetimi ve bazı eylemleriyle ülkemizde çok tepki çeken bir kurum olsa da yurtdışında sükse yapabilecek bir girişimde bulunmuşlar, tebrik etmek lazım. Sonuçta hava taşımacılığı beynelmilel bir sektör.
Not: Haberlerin yalancısıyız. Hatamız olursa affola.

12/6/09

C'mon Man!

Bizim okulun takım yenildi, ondan konuyu değiştiriyorum. Geçen haftaki maçtan bir video size, gayet kendisini anlatıyor. Maçı izlerken "noldu adama inme mi indi acep?" düşüncesi dolanmıştı. Buyrun bir de siz yorumlayın.


12/5/09

The Tom Button

Bizim memlekette acun şunu çıkarttı, bunu getirecekmiş diye kıvranıp duralım, elin David Letterman'ı günlük şovuna Tom Hanks'i çıkartıp maymun ediyor, aksiyon filmine çeviriyor ortalığı. Vay anasını demeden edemiyor insan

12/1/09

The Sahil - From the ice cold water of matrix

Bu afişi tekrar bulabilmişken, paylaşıyım, hem de kaybolmaz bu sefer dedim. The Sahil starring Şahin K.