10/31/09

Su Sesi.


Evin ana vanasının çatlamasının ardından sayacın yanındaki vanadan suyu kesip musluklarda bi damla su göremezken, kaloriferin su damlatmasıyla saatlerce şıp sesine maruz kalmak reva mıdır, sorarım burdan.
Gerçekten asıllı işkence yöntemi.

hey gidi diziler

Almış başını gidiyor losttur, pirizındır. Buraya da gelince malum, yerel kanallardan çıkıyor burada diziler. Övünmek gibi olmasın, memlekette "Çocuklar duymasın" ne ise, "Two and a half men" benim için o hale gelmeye başladı, her gün nbc'de 4 bölümü veriyorlar, izle izle bitmiyor da.
He bu arada, ben de gunan, yarışmaya amerikalardan katılıyorum, can sıkıntısından da böyle bir işe giriştik. Kimi kandırıyorum lan, şimdi okuyanların çoğu tanıyo zaten. Bilmiyosanız haberiniz olsun amerikadayım olm ben, facebooktan davetiye falan yollamayın boşa.
Neyse, bugün yine oturmuşum, high definition CBSimi açmış, patates çuvalı misali televizyon izlerkene, tanıdık bir jenerik müziği çalındı kulağıma. Bir bakmışım, bildiğimiz yalan rüzgarı. Young and the restless'ın y&r'sine ne uydurulur ki diyerekten çakılmış yalan rüzgarı adıyla, tam okul dönüşü atv'de çizgi film olan saatlere cuk diye oturtulmuş, bu sebepten ne zaman bitecek bu dizi diye yana yana beklediğim dizi, hala bitmemiş anasını satıyım. Kucağımdaki bilgisayardan hemen baktım, kaç bölüm olmuş ki bu dizi diye, imdb ve wikipedia hemen imdadıma yetişti. dile kolay, tam 9259 bölüm, hala da çekiyorlar. 1973 yılından beri, sıkılmamışlar, senaryo sıkıntısı dememişler çekmiş durmuşlar.
Jenerik bitti, dizi başladı, yine tanıdık bir yüz, yine tanıdık bir poz. Bu adamı dizide hala yaşıyor mu lan! Benim çocukluğumda kalbi sıkışırdı bunun, en azından o öleydi de, dizi başka birşeymiş gibi devam etseydi. Yok, hala Victor Newman, hala eli cebinde.

Bari elini cebinden çıkarsaydın amca dedirtiyor hala. Ama görmeyeli değişmiş biraz amcam. Diziyi kaçıranlar için anlatıyım, karısından ayrılmış Vıctor amca. Boyu kadar çocukları var ama annesiyle yaşıyor ablam. Ve en son show tv'de olduğu gibi yine biryerlere gidiyor, vedalaşmaya gelmiş kızıyla.
36 yıldır yayınlanıyor lan dizi... Adamlar sıkılmamışlar yaptıkça yapmışlar. Ey amerikan ahalisi, sen ki prison breakleri lostları çatır çatır bitirip kaldırırsın, bu dizi niye hala gidiyor şaka mı lan? 36 yılda, 9259 tane bölüm çekmişler, ona da "As of October,23 2009" demişler, şimdiye 9260 yapmışlardır. Kaç yüz oyuncuya ekmek kapısı olmuş, kaç milyon evde akşam yemeklerini yakmıştır dizi. Wikipedia sayfasında "1970s American television series", "1980s American television series", "1990s American television series", o da yetmiyormuş gibi "2000s American television series" kategorilerinin hepsinde de bulunması ayrıca dikkatimi çeken bir şey. İnanmıyorsanız ahanda bakın:
Hatta şimdi gördüm, wiki sayfası yetmiyor, dizi için ayrıca bir de özel kategori bulunuyor.
Haydi hepsini anladım, Pazartesi günleri "How I met your mother", "Two and a half men", "The big bang theory" gibi dizileri yayınlayan CBS nasıl olur da karşıma böyle birşeyle çıkar. Tekrardan baktım, CSIda bunların eseri. Herşeyi geçtim, o kadar dizi çıktı, herkes deliler gibi izledi, hepsini kesip atıp da bunu niye bırakırsınız, dertlendim buralarda.
Yaa beyefendi, sizin 4 Mbps uydu netinizden herşey izleniyorsa, bizimde babalar gibi Cox cable networkümüz var, kanalları HD kalitesinde bizlere yalan rüzgarı ile beraber ulaştıran, 8 mbps interneti de veren ama aylığı 50 dolara gelen hizmetimsi. İnternet ucuz mucuz değilmiş buralarda, yalan...
Yalan rüzgarı demişken o kadar, burada yazımı noktalarken, şu son şeyi de atlamak istemiyorum, buyrun afiyet olsun.


10/30/09

District 9


Uydunet 4 mbps limitsiz tarifenin verdiği rahatlıkla ne bulursan izle politikama yaptığım dönüş sonrası izlediğim filmlerden benim en çok takdir ettiğim olanı hakkında bir kaç bişeyler söylemek istedim. Söz konusu film başlıktan ve posterden anlaşılmıştır heralde. En üstteki Peter Jackson yazısı Hostel'deki Tarantino gibi, Peter abimiz presents. Yani yapımcı veya tavsiye etmiş ya da öyle bişe. Olsun yine de Hostel'deki gibi hayal kırıklığı değil en azından. Neyse usulu bırakalım esasa gelelim:
District 9.
Konu olarak çok klasik görünse de (dünyaya gelen uzaylılar), diğer filmlerdeki akrabaları gibi yok dünyayı yok etmeye geldik, yok insanlığı yok etmeye geldik, yok sizi kölemiz yapacaz, yok size yardım edecez, yok dünyayı kurtaracaz falan demiyorlar. Hatta hiç bir şey demiyorlar ve büyük ihtimalle neden geldiklerini kendileri de bilmiyorlar. Ki gelirken ne kadar amaçsız olduklarını NYC, Washington, Londra, Paris, Moskova'ya falan değil de Johannesburg'a gelerek gösteriyorlar. Bu noktada başlayan ilginç yaklaşım, uzaylıların gemiden inmeyip insanlar tarafından gemiye girilip ölmek üzereyken kurtarılmalarıyla devam ediyor. Sonrasında bir mülteci kampına yerleştirilip bir getto hayatı sürmeye başlıyorlar ve komşuları da Nijeryalı göçmenler.


Her türlü adi suç ve her türlü pislik kendilerinde mevcut. Hırsızlık, fuhuş, silah kaçakçılığı vb. Zaten insanlar da geçen süre zarfında onlara karşı tavrını koymuş: Başka ülkeden olsalar eyvallah ama bu dünyadan bile değiller defolup gitsinler. İnsanların her türlü kötü muamelesi ve ayrımcılığına maruz kalıyorlar (tiplerini gördükten sonra hak verilebilir gerçi). Tabi bu noktada devasa gemileri ve silahları baya bir zeki ve bizden ileri olduklarını işaret ederek, "Oğlum madem bu kadar aşmışlar neden birşey yapmıyorlar?" sorusunu sordursa da, sesimizi duymuşlar cevabımızı vermişler: Gelenler işçi sınıfından, emir almazlarsa kendi başlarına büyük işlere kalkışamıyorlar. Aynı koyun toplum yani.
Çok genel olarak dikkatimi çeken ve bence farklılığı yaratan noktalar bunlar. Tabi bunların yanında bir de filmin gerçek hikayesi var ama ona değinmek istemiyorum, izleyin görün derim. Her ne kadar göze batan noktalar ve karakter bazındaki olayların klasik bir aksiyon bilim-kurgu filmi tadı taşıması kendini hissetirse de, genel bakıştaki farklılık filmi izlenebilir kategorisine sokmaya yetiyor.

10/29/09

Harbici Açılış.


Çok önceleri yazılmış olan ilk postta belirtildiği gibi belli olmuyormuş. Fi tarihinde yapılmış teklifi yeni kabul eden Gunan'la beraber buraya hareketlilik getirmeye karar verdik. Ve de konsepti şu şekilde belirledik:
- İçerik, tarz vb. hakkında ilerleyen zamanlarda hep beraber bilgi sahibi olunacak.
- Blogun geleceğiyle ilgili de belirsizlik hissi uyandıracak şeyler düşünülecek.
- Aynı zamanda da hayırlı uğurlu olmasını umulacak.
Görüldüğü gibi bu konuda çok kafa yorduk ama değdi.
Saygılar...