11/8/09

The World's Largest Outdoor Cocktail Party

Bu yazının aslını http://calimsizgol.blogspot.com için yazmışsım ama konsept olarak buraya da uyduğunu kaçırmamak gerekiyordu, ahanda buyrun.
Geçmiş yıllara kadar resmi olan bu ünvan, öğrencilerin aşırı alkol kullanımını göz önünde bulunduraraktan, "ulan böyle diyerek acaba biz mi özendiriyoruz bunları" düşüncesiyle artık resmi olarak kullanılmıyor. Ama 1915'ten beri tekrarlanan, tarihi bile bir bayram gibi, Ekim ayının son cumartesi günü olarak belirlenmiş, ve yüzbinlerce kişinin yıllardır katıldığı bir olayda, resmi kullanımın değiştirilmesini kim ne kadar sallar bilemeyiz tabi. Peki nedir bu kadar insanı burada toparlayan? Şimdi giriyorum konuya.
Hemen yukarıdan da görebileceğiniz gibi, bahsettiğim olay, geleneksel University of Florida Gators-University of Georgia Bulldogs futbol maçı. Geçen hafta oldu bitti maç, ama gerek rekorları ile, rekabeti ile yazmam ve incelemem gereken Bir olay olduğunu düşündüm.
Bu maç sadece stadyuma sığan taraftarların oluşturduğu bir kalabalık değil. Tailgating denilen, stadyum etrafına karavanını arabasını çeken insanların oluşturduğu, radyo, mini televizyon, hatta abartanların dev ekran plazma + jeneratör ikilisiyle mangalını yakıp stadyumun yanıbaşında maç izlediği, gerçekten outdoor cocktail party.
Yularıdaki resimden de görebileceğiniz gibi, yaklaşık 80000 kişilik Jacksonville Municipal stadyumunu dolduran insanlar yetmiyor, maç boyunca stadyumun hemen yanıbaşında mangal-b bira eşliğinde maçı izleyen-takip eden binlerce insan daha var. Aslında Gainesville'deki Ben Hill Griffin Stadyumu 90000 kişiye kadar ev sahipliği yapabiliyor ancak 150000 nüfuslu Gainesville kenti dünyanın en büyük açık hava partisine ev sahipliği yapabilecek altyapıyı sunamıyor. Tailgate partilerinde sürekli içki olduğu için çok ilginç haller alabiliyorlar, mesela hemen alttaki fotoğrafta Florida Gators taraflarlarını alkol alırken görebiliriz.
Yukarıdan da açık ve net olarak görebileceğiniz gibi, "Number 1 party school in the United States" öğrencisi olmanın verdiği ağırlığa kendni kaptıran bayan arkadaşlarımız, alkol almakta sınır tanımıyorlar. Galatasaray-Fenerbahçe derbisine dünyanın en büyük derbilerinden derlerdi, orada sadece tribünde bir tane güzel kız olurdu, zaten kameralardan birisi de onu gösterirdi sürekli, peh...
Parti kısmından biraz da futbola geçmek istiyorum. Okulumun takımının 41-17 üstünlüğü ile sona eren maçtaki en büyük olay Floridanın galibiyeti değildi. Florida takımının quarterback (kaptan gibi bişey, han amerikan futbolu filmlerinde de görmüşsünüzdür, önde eğilen adaların hemen arkasında durur, topu hep ona atarlar ilk, vs. vs.) pozisyonunda oynayan Tim Tebow, lig rekorlarından bir tanesini daha kırdı. Quarterbackelr genelde, topu ilk aldıklarında ya uzun pas atmada uzmanlaşırlar, ya da kendileri koşup ilerlemeye çalışırlar. Ne yaptığına göre de "running qb", yada passing qb gibisinden sınıflandırmaya da maruz bırakılırlar. Bu iki alanda şimdiye kadar rekorlar farklı oyuncuların ellerinde tutuluyordu. Ancak Tim Tebow her ikisinde de ustalaşmış, "dual-threat qb" denilen türün en başarılı temsilcilerinden. Bildiğin, uçan, kaçan, herbişeyi yapan bu adam, geçen yıl "college football" liglerinde "career passing td" sayısı rekorunu kırmıştı. Bu yıl, Georgia maçında da Georgialı efsanevi oyuncu Herschel Walker'ın "career running td" rekorunu da kırarak, college football tarihinin gördüğü en kaliteli oyuncusu olduğu iddialarının ortaya atılmasına sebebiyet verdi.
Yukarıda görmüş olduğunuz adama geçen yıl gelen NFL takımlarından Jacksonville Jaguars'ın 10 milyon dolarlık teklifini, ben yüksek lisans yapıcam, büyük adam olucam bahanesi ile reddettiği bütün amerikan halkınca dillere düşmüş bir gerçektir. Aynı zamanda, kendisi koyu hristiyan olan Tim Tebow, okula başlamadan önce doğum yeri olan filipinlerde (ailesi sanırım misyonerlik yaparken doğmuş) bir kaç yıl misyonerlik de yapmış. Değinmek istediğim bir başka konuda, arkadaşın koyu hritiyanlığından geliyor. Kendisini evliliğe saklandığını belirten Tim tebow hakkında çok yazılıp çizilmiş. Ama birazcık yukarıdaki ve hemen aşağıdaki fotoğraflardan dolayı inanmayan insanlar da hiç azınlıkta değil.
Yavaş yavaş yazıyı +18e doğru taşıdığımı farkettiğimden dolayı, bu yazıyı noktalandırmam gereken nokta geldi. yukarıdaki timsah Ben Hill Griffin Stadyumu girişindeki heykel, gerçek değil merak etmeyin. Ablam sarhoş olup da orasını burasını timsahlara kaptırmadı. Ama kampüste koruma alanları var, oralarda gerçekten var timsah.
Bu noktada da maskotlarımız Albert ve Alberta ile sizlere iyi günler dilemek istiyorum, hayde gidin artık...

1 comment:

yokoğluyok said...

buralarda yeni furya başladı. reklam tabelalarına tahta kalemiyle dini ve milli mesaj bırakıyorlar. en neti: "cehennemde odun olacaksınız", "bu gidişle imralıdakinin kucağına oturacaksınız" gibi. ilk mesaj benden FL halkına gelsin :)